Depremi her beden, her zihin farklı algıladı, herkes bireysel olarak ve maruziyet bakımından farklı etkilendi. Çocuklar için de bu geçerli. Peki depremin gönüllerde, zihinlerde, hayatımızda etkisi sürerken, çocuklar bu durumu nasıl atlatacak, nasıl iyileşecek?
Oyun eşyaları ve oyundan faydalanın.
Denklem çok basit; Oyun çocuğun işi ise, rahatladığı, eğlendiği, kendini ifade ettiği alan oyun ise, oyundan ve oyun eşyalarından faydalanılır. Özellikle oyun hamurları, yapı blokları, legolar, doktorculuk setleri çocukta duygunun dışa vurumu için önem arz ediyor.
Yönlendirmeyin, eşlik edin.
Materyal her ne olursa olsun, bir şeyler öğretmeye, söyletmeye çalışmadan, sadece dinleyip eşlik ederek oynamak çocukta duygusal regülasyonu sağlar. ‘Ne demek istedin?’ ‘Ama böyle söylenmez.’ ‘Ama öyle yapılmaz, böyle oynanmaz.’ gibi söylemler yerine, ‘Ben kim olayım bu oyunda?’ ‘Ne oynamak istersin?’ ‘Bu oyunun hikayesi nedir?’ gibi sorularla oyun desteklenebilir. Hiç konumasak da, çocuk hiç konuşmasa da inanın bize çok şey anlatır.
Öfke, Ağlama gibi sonuçlar açığa çıkarsa baskılamayın.
Oyuncaklara vurması, blokları yıkması, ağlayarak bağırma gibi duygu boşalmaları oyun esnasında yaşanabilir. Bu dönemde bu durumlara paniklemeden, ‘Üzüntünü anlıyorum. Yanındayım. Şimdi benimlesin ve güvendesin. İstediğin zaman bana sarılabilirsin.’ gibi olumlu cümlelerle, yadırgamadan sakince yaklaşılmalıdır.
Olabildiğince sosyalleşin.
Sizin bebeğinizin yaş grubunda bebeği olan annelerle bir arada olmak, kaygıları üzüntüleri endişeleri paylaşmak size de iyi gelecek. Çocuğunuzun da sosyalleşebileceği alanlar yaratmanızı öneririm.
Sevginin ve oyunun iyileştirici gücü sizinle olsun.
Saygı ve sevgilerimle.
Yorumlar