Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlık Yeni Bina'da, saat 17.00'de gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Arınç'ın açıklamaları şöyle:
"Bugün öğleden sonra Sayın Başbakanımızın başkanlığında bir araya geldik, olayı değerlendirdik. Dün sabah erken saatlerde İstanbul merkezde daha sonra 28 adrese yapılan baskınlarla 52 kişi gözaltına alındı. Halk Bankası Genel Müdürü'nün eşi dün gece serbest bırakıldı.
Bu operasyonlarda 4 bakanımızın isminin geçtiği ifade edilmektedir. Bir belediye başkanımız var, danışmanlar var. 3 bakanımızın oğlunun ismi var.
Türkiye'yi derinden sarsan bu operasyonla ilgili elde ettiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
'Bazı illerimizde emniyet personelimizin yerleri hakkında görevlerini kötüye kullanma nedeniyle görev yerleri değiştirildi' şeklinde Emniyet Genel Müdürlüğü açıklama yaptı. HSYK tarafından yapılan açıklamada da 'Savcıların baskıya uğraması bağımsızlık ilkesine terstir, savcıların iş bölümünü biz belirlemiyoruz. Yargı organlarına ve soruşturanlara zarar verilmemeli' denildi.
Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada, 'Vali'den izin almışlar isim vermemişler' haberlerinin yalan olduğu ifade edildi.
Bir operasyon yapıldı, Bu üç ayaklı bir operasyondur. Buna bir adli operasyonun başladığını da ilave etmeliyim. Hükümetimizin görüşü 11 yıldan beri değişmedi. Kuruluş ilkemiz olarak biz üç y ile mücadele edeceğimiz söyledik. Hamdolsun ki, 11 yıldan bu yana üç konuda yaptığımız her şeyi destekledi. Geldiğimizden bu yana pek çok çete yargının önüne çıkarılmıştır. Yolsuzluk üzerine kurulan birliktelikler de hükümetimiz döneminde yakalanabilmiştir.
Bizim buradaki görevimiz; siyasi irademiz yolsuzluk yapanların kökünü kazımak üzerinedir. Hükümetimizden yolsuzluktan yana tavır alacağını kimse beklemesin. Bir yolsuzluk iddiası söz konusu ise bunu yargı en iyi şekilde aydınlatmalıdır.
İsimler ne olursa olsun, geçmişte veya bugün hükümetimizle ne kadar iyi ilişkiler içinde olursa olsun bizim gözümüzde nötrdür. Yargıya her zaman saygılı olacağız. Hükümetin desteği yargının arkasında olacaktır.
Bu iddialar bizi ilgilendirmiyor, bir iddia varsa bu en kısa sürede ispatlanmalıdır. Sayın Başbakanımızın da tavrını takdirle karşılamak gerek.
Muhalafete de bir cümle var. Bu olay bugüne kadar cereyan etmiş pek çok olayda olduğu gibi dikkatle takip edilmeli, ama peşin hükümle karar vermek suçlu saymak muhalefet yakışmaz. Sadece iddialar üzerine bu yolsuzluk iddialarının süratle araştırılmasını isteyebilirler. Ama ne bakanlarla ne burada ismi geçen kişilerle ilgili peşin hükümle suçlamak, hükümeti sorumlu tutmak doğru değil.
Hukukun evrensel prensiplerden birisi de soruşturmanın gizliliğini ihlaldir. Bu TCK'ye göre suçtur. Biz hükümet olarak bu dosyanın içinde ne var deme hakkından namahrumuz. Adli görevi etkilemek TCK'ye göre suçtur. Soruşturma süreci gizlidir ama buna uyulmuyor.
Bu olayların bugün cereyan ediyor olması ne anlama geliyor? Emniyetten atılma insanlar tweetlerinden bunları yazıyordu. 'Güler mi ağlar mı' derken bu işaretleri vermişler. Biz bugün farkına vardık, çünkü biz iyi niyetliyiz. Bu kadar alçalabileceğini bu kadar belden aşağı vuracaklaırnı düşünmemiştik, saflığımıza verin.
Kötü şeyler duyduk, bunların planlayıcılarını az çok biliyoruz ama bu zamanı geldiğinde açıklayacağız.
Bu işi yapanlar diyelim ki emniyetteki şube müdürleridir. Şube müdürlerinin bir üstüne haber vermesi istenir. Şube müdürünün başlatığı operasyondan herkes habersiz. İsimleri gizli tutabilirsiniz, üsütünüzdeki amirinizle paylaşabiliriz. Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesi gibi acıklı bir şey olabilir mi? İşte bu yüzden bazılarının görevini kötüye kullanması nedeniyle görevden alınmış ve soruşturma açılmıştır.
Çok planlı psikolojik harp benzeri bir operasyonla karşı karşıyayız. Bunun amacı hükümetimiz yıpratılması. Önümüz mahalli seçimler. Bu mahalli seçimlerin 1989'a ANAP için yapılanlardan bir farkı yoktur.
Sayın başbakanla birlikte hükümetimizin yıpratılması, birilerine göre yandaş olarak küçük düşürülmeye çalışılan tehditler yapılıyor. İş adamları tehdit ediliyor. Tehdit ve karalama kampanyaları atbaşı gidiyor.
Ortada bir iddia var. Bu iddiada kimlerin ismi geçiyorsa, hükümetimizle ilgili olanlar ve olmayanlar, sonuna kadar araştırılmalı. Kim hüküm giyecekse bizi ilgilendirmiyor. Biz hükümet olarak yolsuzluklara karşı savaş vermiş bir hükümetiz. Yargı gereğini yapmalı.
Bu operasyon niçin bu zamanda yapılıyor ve niçin tehditler savruluyor? Hükümeti yıpratmak ve zoru durumda bırakmak için. Bunu biz biliyoruz, bununla ilgili delillerimiz de var. Yapanları da bulacağız. Devlet içinde illegal bir örgüt varsa ortaya çıkarmak boynumuzun borcu olsun. Ellerindeki imkanları sadece kendi çıkarları için kullanan bir örgüt varsa onu da ortaya çıkaracağız."
Bülent Arınç açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Soruşturmanın selameti açısından bakanlar da istifa edecek mi?" sorusuna Arınç, "Doğrusu hayret ediyorum. Şube müdürlerinin hangileri olduğunu emniyetle özel görevli bir arkadaş gibi sordunuz. Siz Emniyet Genel Müdürlüğü'nün açıklamasını okudum, gerek görmüştür, soruşturmanın selameti açısından gitmesini uygun görmüşler. Bunları örnek göstererek 'Bakanlar ne yapacak?' diye soruyorsunuz. Bunu yakında görürsünüz, buna Başbakanımız karar verecek. Bu soruşturmayla ilgili savcılar göreve devam edecek. Mevcut savcılar görevden alındı da onların yerine başkaları mı alındı. Hayır, onlar çalışıyor, iki yeni kişi atandı" şeklinde yanıt verdi.
'Devlet içerisindeki bir örgütle ilgili operasyon hazırlığı mı var?' sorusuna Arınç, "Biz operasyon makamı değiliz" şeklinde yanıt verdi.
Bir basın mensubunun "Sayın Başbakan'ın dinlendiği iddiası var" sözlerine yönelik Arınç, "Başbakanımızın dinlendiğine yönelik bir konuşma yapılmadı. Genel olarak bu konular konuşuldu. Konu üzerinde duyumlarımız ve elimizdeki bilgileri değerlendirdik. Yasadışı dinlemeler yapıldı mı bunları araştıracağız" dedi.
'Soruşturmada ismi geçen bakanlar istifalarını sundu mu' sorusuna Arınç, "Toplantıda bu konuda ne konuşulduğunu söylemem. Biz sayın bakanlarımızı seviyoruz, masum olduklarına inanıyoruz. Ama bir suça karışmışlarsa bu onları koruyacağımız anlamına gelmez. Ancaka bakanlarımız bize müsaade diyebilir veya Başbakanımız bunu isteyebilir. Ne yapacaklarını yakın zamanda görürüz" diye yanıt verdi.
'Açıklamalarınızda cemaati mi kastediyorsunuz' sorusuna Arınç, "Bu kadar laf söyledikten sonra siz cemaati mi kastediyorsunuz derken fikriniz ve zikriniz ortaya çıkar. Biz fitnenin söndürülmesi noktasındayız. Cemaat temiz olduğunu, Türkiye'ye hizmetler yaptığını, başındaki insanı ne kadar sevdiğimiz her yerde söylemiş bir insanız. Eğer bir alçaklık söz konusuysa bunu onlara atfetmek doğru değil. Bana bu soruyu sorarsanız, inciniriz" diye yanıt verdi.
Ayakkabı kutusundan ve Güler'in oğlunun evinden çıkan paralarla ilgili Arınç, "Sizin bunu internette gördük. Ben onun henüz gerçek noktasını bilmiyorum. Sosyal medya sorumsuz ve sınırsız bir alan. Nasıl oluyor da bunları daha biz göremezken internette yayınlanabiliyor. Doğru da olabilir yanlış da olabilir. Ben henüz onun gerçekliğinden bile emin değilim.
Para kutuları hiç aklıma gelebilecek bir şey değil. Bir banka müdürünün aldığı para bellidir. Mizansen midir bilemiyorum. yargı ne yapacaksa yapsın biz de bu evdeki görüntülerin gerçek olup olmadığını anlayalım. Umarım yanlış çıkar ama doğruysa adalet bunun gereğini yapsın" dedi.
Kadıköy Tercüme Bürosu
Milli Piyango Bileti Alırken Dikkat Edilmesi...
İngiltere'deki patlama anı böyle görüntülendi
IŞİD Türkiye Sınırına Yakın El Ray Kasabasını...
Nijerya'da Türk Gemisine Saldırı.
Rusya'da yolcu uçağı düştü: 61 ölü
İşte Paris katliamındaki kafeyi tarama görüntüleri
Yunanistan'da şiddetli deprem!
Yorumlar