Militan, "IŞİD, kendi kontrolü altındaki topraklara giren tüm ajanları ve yabancı gazetecileri tutuklayacağını daha önceden söylemişti. Biz de bu yüzden Türkiye sınırına gidiyoruz ve orada Suriyeli eski IŞİD militanı ile buluşuyoruz. Türkiye sınırının iç tarafında güvenli evler ve Suriyeli muhaliflere yönelik yardım koridorları var. Türkiye daha önce IŞİD militanlarına karşı tavrını koymuştu. Bu nedenle sınırda IŞİD'den kaçan militanlarla da karşılaşmak mümkün" diyor.

 

Bu militan öncelikle Özgür Suriye Ordusu'na bağlı bir grupta, Esad rejimine karşı savaşıyormuş. Bağlı olduğu militan grubu IŞİD'e bağlılık yemini edince, kendisi de IŞİD'e katılmış.

Bir IŞİD militanı olarak kendisine verilen ilk emir, Şeriat Hukuku derslerine katılması olmuş. Eski militan, bu derslerdeki hayal kırıklığını  "Orada bize İslam'ın kuralları öğretilmedi. Orada bize, kendi istedikleri İslam'ı öğrettiler" şeklinde ifade ediyor.

 

Militanın anlattıkları şöyle: "Söyledikler şeyler akla değil, ruha, kalbe hitap ediyor. Dinleyenler de o sözlerle heyecanlanıyor, bir coşkuya kapılıyor. İlk aşama bu."

IŞİD militanlarının tabi olduğu ikinci aşamanınsa askeri eğitim olduğunu söylüyor. Anlattıklarına bakılırsa, IŞİD, Irak'taki Amerika karşıtı ayaklanmaları lehine çevirmeyi başarıyor ve Sünni nüfusu toplumdan yabancılaştırma çabalarına başlıyor. Eski militan, örgütün Suriye'de girdiği her yeni kasabada farklı yöntemler denediğini belirtiyor:

"IŞİD önce girdiği yerlerde insanlara iyilikle yaklaştı. Onlara ihtiyaçları olan şeyi verdi. Çünkü bu insanlar Esad rejiminde çok acı çekmişlerdi."

"Ancak insanlar tarafından kabul gördükçe, çarpıcı bir şekilde değişmeye başladılar. İyi yaklaşımları, zalimleşti, katılaştı. Ya benimlesin, ya da düşmanımsın. Arada gri bir alan bırakmadı."

 

 

 

Ve örgütten kaçan militan, IŞİD'in ele geçirdiği tüm bölgelerde, kendisinin yorumladığı muhafazakar bir İslami yaşam tarzını dayatıyor, diyor. Buna göre giyim kuşam ve görünüş de oldukça katı kurallara tabi tutuluyor. Erkekler sakal bırakmak, kadınlarsa her yerini kapatan çarşaf giymek zorunda. Ve bu giyim tarzı, tüm nüfusa dayatılıyor.

 

Görüştüğümüz kişi, "Onların inançlarıyla çelişen her şey yasak ve yaska olan bir şeyi yapan herkes 'dinden dönmüş' olarak yaftalanıyor ve öldürülüyor" diyor.

Orada bir kadınla tanışıyoruz, kocası ve çocuklarıyla birlikte Suriye'nin Rakka kentinden Türkiye'ye kaçmışlar. Kadın, çarşafını yere indirmeyi unuttuğu için pantolonunun biraz gözüktüğünü ve bunun üzerine bir IŞİD militanının kendisini tehdit ettiğini söylüyor.