Şu anda Zonguldak Hakimi olan Kemal Karanfil, Facebook adresinden yaptığı paylaşımda, basın kuruluşlarına el konulması ve kapatılmasına ilişkin ilginç paylaşımlarda bulundu. Basının, toplumların dili, gözü, kulağı olduğunu ve insanların basın araçları ve emektarları sayesinde gerçekleri öğrenme fırsatı bulduğunu anlatan Hakim Karanfil, “Yanlışların düzeltilmesi, bazı güç odaklarının, yürütme organının ve parlamentonun halk tarafından denetimi de kısmen bu araçlar eliyle gerçekleşir. Bu nedenle modern ülkelerde medya organları ve basına büyük önem verilir ve sansüre neredeyse sıfır tolerans tanınır. Basın özgürlüğü aynı zamanda temel insan hakları arasından olan ifade hürriyeti ve düşünce yayma hürriyeti ile eşanlamlı olarak kabul edilmiştir.” ifadesini kullandı.
“Muhalif görülen basın araçları ve organlarına el konulabilir mi?” diye soran Hakim Karanfil, “Bunun sözünün edilmesi bile, hukuk devleti ve ifade hürriyeti adına çok vahim bir durum.” dedi.
BASIN HÜRDÜR, SANSÜR EDİLEMEZ
Hakim Karanfil, bu konuda yasalarda yer alan maddeleri ise şöyle sıraladı: “Anayasanın 30. maddesinde, ‘Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.’ denir. 28. madde ise, ‘Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. 10. maddede devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.’ der. Madde 29'da da ‘Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, mali kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz.’ ifadesi yer alır.”
Hakim Karanfil, basınla ilgili getirilebilecek sınırlamaların ise “Ancak hakkın özünü sınırlamayacak şekilde ‘tekzip ve düzeltme metni yayınlamak’, ‘konusu ve içeriği suç teşkil eden eserleri’ mahkeme kararı ile toplatma gibi Anayasanın bu emredici hükümlerine aykırı olmayacak yasalarla yapılacağı madde 28. ve 32. de ve 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilmiştir.” dedi.
BASIN ARAÇLARINA EL KONULMASI ANAYASAL SUÇTUR
Karanfil şöyle devam etti: "Kaldı ki, bir türlü anlayamadığım, 17 -25 Aralıktan hemen sonrasında suç örgütleri ile mücadeleyi zorlaştıran, 21.2.2014 tarih ve 6526 sayılı yasanın 10. maddesi ile ‘suç örgütü olsa bile’ malvarlığına tedbiren el konulmasını düzenleyen CMK maddesinin 128/ 2-a /10 bendinin yürürlükten kaldırıldığını hatırlatan Hakim Karanfil, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kriterlerini ise saymaya hiç gerek yok. Zira telaffuzundan bile hoşnut olmayacaklarını çoğu hukukçu bilmektedir. Yaptırımları da çok ağır olur. Tüm bu Anayasa ve yasa hükümlerine rağmen basın araçlarına el konulması TCK’nın 309 maddesine göre ‘anayasal suç’ olur ve cezası ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Zamanaşımı bulunmamaktadır.”
MAHKEME KARARI BİLE OLSA YERİNE GETİRİLEMEZ
Bu suça alet olan ve yerine getirenlerinde sorumluluktan kurtulamayacağını aktaran Hakim Karanfil, “Anayasanın bu açık hükmünü ihlal eden kim olursa olsun sorumluluktan kurtulamaz. Zira Anayasanın 137-2 maddesine göre ‘Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.’ Bu emir, yazılı olarak tebliğ edilse, adı genelge, talimatname, sirküler vesaire değil, mahkeme kararı olsa bile, yerine getirilmez. Zira madde 137-2 ‘hiç bir surette yerine getirilmez’ der.”
Haber Merkezi
Yorumlar