Beslenme düzenindeki değişiklikler, giderek hareketsizleşen yaşam, damarlarda tıkanmayı da beraberinde getiriyor. Kalbi besleyen damarlarda meydana gelen tıkanmalar, balon ya da stentle açılamıyorsa, gündeme by-pass ameliyatı geliyor. ‘90’lı yılların başından bu yana uygulanan by-pass ameliyatları yeni bir yöntemle kalp çalışırken yapılabiliyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Tansel Türkoğlu, kalp çalışırken yapılan by-pass ameliyatları hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
Kalbi besleyen üç adet koroner arter damar bulunuyor. Bu damarlarda meydana gelen tıkanıklık ya da daralma, meme damarı, koldan alınan atardamar ya da bacak toplardamarı kullanılarak yapılan yeni tali yolla “by-pass” ediliyor. Ameliyatın adı da buradan geliyor. Bu ameliyatlarda daha çok meme damarı tercih ediliyor. Ancak, sol bacağa giden damarda tıkanıklık olması durumunda sol meme damarı kullanılmıyor. Bu durum çok nadir görülüyor. Meme damarının tercih edilmesindeki en büyük etken ise açık kalım oranının diğerlerine göre daha yüksek olması. Yapılan araştırmalara göre memeden alınan damarın 10 yıllık açık kalım oranı yüzde 90, bacaktan alınan damarın ise yüzde 60. Doç. Dr. Türkoğlu, bu çalışmaların eski olduğunu belirterek, aradan geçen yıllarda geliştirilen ameliyat yöntemleri, dikiş teknikleri ve malzemelerin, bacaktan alınan damarın da açık kalma oranını yükselttiğini söylüyor.
DAMAR TIKANIKLIĞINA YOL AÇAN NEDENLER
Sigara
Diyabet
Ailesel yatkınlık
Yüksek kolesterol
Hareketsiz yaşam tarzı
Spor yapmama
Göbek çevresinin genişliği
Erkek olmak
A Rh+ kan grubuna sahip olmak
KLASİK YÖNTEMDE VÜCUT MAKİNEYE BAĞLANIYOR
Damar tıkanıklığı tedavisinde, genellikle ilaç, balon, stent ve ardından by-pass ameliyatı tercih ediliyor. Ameliyat genel anestezi altında, göğüs kafesinin açılmasıyla yapılıyor. Klasik yöntemde vücut, kalp akciğer makinesine bağlanıyor. Aort damarına ve sağ kulakçığa kanül yerleştiriliyor. Kirli kan bu şekilde makineye gönderiliyor. Orada oksijenlendirildikten sonra aort damarına yerleştirilen kanülden vücuda veriliyor. Bu arada kalp, potasyumlu solüsyonlarla durduruluyor ve akciğer söndürülüyor. Doç. Dr. Tansel Türkoğlu, bu sayede tıkalı damarların değiştirildiğini belirterek, yönteme de kardiyopulmoner by-pass ameliyatı denildiğini söylüyor. Ancak, bu yöntemin bazı olumsuzlukları bulunuyor. Türkoğlu, bu konuda şunları söylüyor: “Kalbin durma süresi, değiştirilecek damar ya da kapak durumuna göre değişiyor. Kalbin durdurulması bu organ için bir travma yaratıyor. 20 dakikada bir kan ile kalbi besliyoruz ancak bu yine de kendi çalışması gibi olmuyor. Ameliyat sırasında kalbin durduğu sürenin 60 dakikayı geçmemesi gerekiyor. Çünkü o süreden sonra hasar oluşmaya başlıyor. Ayrıca kalbin durduğu ve akciğerin söndüğü durumda kalp akciğer makinesi dolaşımı sağlıyor. Ancak hiçbir zaman insanın kendi kalbi gibi dört dörtlük fonksiyonları yerine getiremeyebiliyor. Beyin damarlarında tıkanıklık varsa, kişinin ameliyat sonrası felç kalma riski bulunuyor. Hasta ameliyat öncesi çok fazla sigara içmişse ameliyat sonrasında ciddi akciğer solunum yetmezliği oluşabiliyor. Diyabet hastalarının üre düzeyi yüksekse ameliyat sonrası geçici ya da kalıcı diyaliz hastası olabiliyorlar. Damarlarda dolaşım bozukluğu varsa, kollarda bacaklarda kangren gidebilecek bozukluklar görülebiliyor. Bunun dışında kişilik ve bilinç bozukluğu yaptığı da belirtiliyor. Eğer kişi daha önce bir kalp krizi geçirmişse kalp kaslarında zayıflama varsa, yeniden çalıştırırken sorun olabiliyor.”
ÇALIŞAN KALPTE BY-PASS NASIL YAPILIYOR?
By-pass ameliyatlarının yüzde 25’i de bu yolla yapılıyor. Doç. Dr. Tansel Türkoğlu kalbi durdurmaya gerek kalmadan yapılan ameliyatın ayrıntılarını ise şöyle anlatıyor: “Kalbin tıkalı damarı açılıyor. İçine küçük bir cihaz yerleştiriliyor. Şant adı verilen bu cihaz damardaki kan akışının devamını sağlıyor. Bu arada cerrahlar da damarı dikiyor. Cerrahlar, çapı 1,5-
Bu yöntem, klasik by-pass ameliyatlarından daha kısa sürüyor. Çünkü hastanın kalp akciğer makinesine bağlanması ve cerrahi sonrası hastanın makineden ayrılması ameliyat süresini uzatıyor. Peki, her hasta için çalışan kalpte by-pass ameliyatı uygun bir yöntem oluyor mu? Doç. Dr. Türkoğlu, “By-pass ameliyatı olması gereken hastaların yüzde 95’inde bu yöntem yapılabiliyor. Ancak atriyal fibrilasyon hastaları uygun olmuyor. Çünkü bu ameliyat sırasında kalbin hareket ettirilmesi gerekiyor. Atriyal fibrilasyon hastalarında pozisyon değişikliği yapılamıyor. Kalp büyümesi olan hastalar da uygun olmayan grupta yer alıyor” diyor.
MESKİ YAĞMURSUYU TİMLERİ 7/24 GÖREV BAŞINDA...
MTSO Başkanı Çakır: “Asgari ücret artışı...
MERSİN BÜYÜKŞEHİR’DEN ÇORBA İKRAMI...
Emeklilerin feryadı Mersin’den yükseldi...
TOROSLAR BELEDİYESİ’NDEN MAZGAL TEMİZLİĞİ...
MESKİ EKİPLERİNİN ARALIKSIZ ÇALIŞMALARIYLA...
ÖZGECAN ASLAN BARIŞ MEYDANI’NA KURULAN YILBAŞI...
BÜYÜKŞEHİR ÜRETİCİ STANTLARINDAN DÜNYA...
Yorumlar