Adana ve Mersin'de HDP İl Başkanlığı binalarına yönelik saldırıların çok vahim olaylar olduğunu kaydeden Demirtaş, "Biz sağduyumuzu koruduk. Dosya ile ilgili gizlilik kararı verildi. Bu soruşturma niye gizlensin ki? HDP binalarına saldıran kişinin kimliği belliyse niye dosyayı gizliyorsun? Bize gelen bilgilere göre bu kişi Suriye'ye giriş çıkış yapmış. Bu kişinin bir yakını IŞİD'te şu anda militandır. Bu kişi de IŞİD bölgesinde bir süre kalmıştır. DHKP-C'li dedikleri kişi, Suriye'de IŞİD ile bağlantıları olduğu bilgileri bizde mevcut. Sessiz kalıyoruz diyorlar da olup biten herşey AKP'yi işaret ediyor, HDP'yi işaret etmiyor. 

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyanet İşleri Başkanı'na zırhlı mercedes tahsis edileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılarak "Sizce Diyanet İşleri Başkanı ne yapmalıdır?" şeklindeki bir soru üzerine Demirtaş, "Kendisi bilir. Biz bu konuda eleştiri yaparken kimseye hakaret etmedik. Diyanet'i kutsallaştırmanın anlamı yok. Sonuçta bir devlet kurumudur. Milli Eğitim Bakanlığı'nı, Maliye Bakanlığı'nı eleştirdiğimizde niye kıyamet kopmuyor da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir yanlışını eleştirdiğimizde bizi dinsiz ilan ediyorlar? Kutsal olan dindir, kutsal kitaptır kurumun kendisi kutsal değildir. Diyanet İşleri Başkanının ne yapacağını merak ediyorum. Kendisi davranışıyla tutumuyla topluma örnek olmalıdır. Kendini siyasete, bürokrasiye bağlı hissetmemelidir. O, Allah'tan başka kimseyi dinlememelidir. Bir din adamı devletten, hükümetten emir almamalıdır. Kendisi, Allah'ın emirlerine bağlıdır. Onu topluma doğru anlatmak, doğru tevdi etmek ve yaymakla görevlidir. Kendini başbakandan ve cumhurbaşkanından emir alan, onun dışına çıkamayan biri gibi sınırlarsa kendisine de ilmine de temsil ettiği dine de yazık etmiş olur. Din adamlarının bu dünyanın malına mülküne çok fazla meyil etmemesi lazım" diye yanıt verdi. 

 

 

Bir gazetecinin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın "HDP barajı aşarsa Ak Parti güç kaybederse çözüm süreci biter" şeklindeki açıklamasını hatırlatarak görüşünün sorulması üzerine Selahattin Demirtaş şöyle konuştu: 
 

"Ak Parti biter çözüm süreci bitmez. Türkiye toplumu barış istediği müddetçe ki yüzde 100'e yakını barış istiyor. O zaman çözüm süreci niye bitsin? HDP güçlendikçe parlamentoda daha güçlü yer aldıkça çözüm ve barış arayışları daha hızlı ve kalıcı bir hale gelir. Hiç kimse tedirgin olmasın, çözüm süreci AKP'nin varlığına bağlı bir süreç değildir. AKP, 'Eğer ben zayıflarsam bu ülkede güç kaybedersem barış yapmam' diyorsa o zaman onun barış konusundaki samimiyetsizliği ortaya çıkmış olur. Biz baraj altında kalsak bile barıştan vazgeçmeyiz diyoruz Peki AKP ne diyor? Biz güç kaybedersek çözüm süreci biter diyor. Ülkenin barışı senin başkan olmana mı bağlı? Bu ülkenin barışı hepimizden kıymetlidir. İnsanımızın içi rahat olsun, barış AKP'ye bağlı değildir. 

 

 

Başka bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, biz müdahale etmiyorsak çözüm süreci zarar görmesin diyedir. Ama yapılanları biliyoruz kaydediyoruz. Bu açıklama hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Selahattin Demirtaş, "Ne yapılıyormuş da müdahale etmiyormuş. 114 yerde HDP binasına saldırı oldu. Genel Merkezimiz saldırıya uğrağı. Adana ve Mersin İl binalarımız bombalandı. Biz barış ve kardeşlik duygusunu bütün Türkiye'ye yaydıkça tedirgin olanlar HDP'ye saldırıyorlar" cevabını verdi.

 

Selahattin Demirtaş, ziyaret sırasında taksici esnafının da sorularını yanıtladı. Demirtaş, sorulara zaman zaman esprili cevaplar verdi. Bir taksicinin kendisine yönelik suikast iddialarının hatırlatması üzerine Demirtaş, "Allah herkesi korusun. Önce Allah korur ama bizim asıl koruma ordumuz halktır" diye yanıtladı. Başka bir taksicinin "Su tabancası aldığınız doğru mu?" şeklindeki bir soruya ise Demirtaş, "Evet, varsa öyle bir suikast düşünen hiç şakamız yok ıslatırız" şeklinde espirili bir yanıt verdi. Ziyaretin sonunda Demirtaş ve taksiciler birlikte hatıra fotoğrafı çektirdiler.