..İçinde bulunduğumuz bu salgın sürecinde birçok zorlukla karşılaştık. Bunlar halkın, ailelerin psikolojisini nasıl etkiledi, ne gibi sorunlarla karşılaştınız?
..İnsan sadece fiziksel bir yapı değildir. Dünya sağlık örgütü insanı,biyopsikososyal bir yapı sağlığı da biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak tam bir iyilik hali olarak tanımlar. Dolayısı ile bu pandemi sürecinde insan biyolojik etkilenme dışında psikolojik ve sosyal olarakta çok etkilendi tabi. Çünkü bir tehdit ve tehdit algısı var, hastalık kapma hatta ölüm riski var. Bu da insanda kaygıyı özellikle genel kaygı düzeyini çok arttırdı. Bunun dışında pandemi koşullarında gerekli olan izole kalmak da insanlar üzerinde olumsuz etki yarattı ister istemez. Tüm bunlar insanın kendini yalnız ,çaresiz, yetersiz hissetmesine sebep oldu. Üstelik medyada ,televizyon programlarında bu hastalıkla ilgili kötü senaryolar olabilecek olumsuzluklar da konuşulunca insanlarda ve toplumsal olarak bir panik havasına neden oldu. Tabii tüm bunların sonucunda insanlarda çeşitli psikolojik belirtilere neden oldu ya da kişide daha önce var olan psikolojik sıkıntıların artmasına hatta hastalık düzeyine gelmesine yol açabildi. Özellikle bulaşma, hastalık kapma, bulaştırma ve temizlik takıntılarına, depresyona, panik ataklara, ruhsal travmaya neden oldu yada belirtilerini arttırdı. Ayrıca tahammülsüzlük, öfke kontrol sorunları ,bazı davranış sorunları, hatta intihar düşünceleri gibi bir çok psikolojik belirtiler sık görülmeye başlandı. Tabii şuan pandemi olduğu için doğal olarak herkes pandemi ile mücadeleye öncelik verdik haklı olarak. Ama aslında çok önemli olan pandeminin psikolojik boyutunuda ihmal ettik birazda.
yaşadığı psikolojik sorunlara biraz
değinebilir miyiz?
-Peki bu süreçte
insanlara özellikle bu
evde kapalı kalma, karantina sürecinde, bu korku sürecinde bu işi daha pozitif
nasıl halledebilirler kısmında ne
önerirsiniz?
-Şimdi en başta önereceğim şey, çok fazla bilgi kirliliği olduğu için sürekli bu konuyu televizyonda, sosyal
medyada, başka platformlarda dinlemeye ve sürekli bununla ilgili kafa yormaya gerek olmadığını, sadece günün belli bir saatinde merak ettiği şeyler konusunda bakabileceklerini ve bunda da güvenilir kaynaklara, özellikle sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliği var, sadece Sağlık Bakanlığı'nın, Türk Tabipler Birliği de olabilir, Dünya Sağlık Örgütü'nün. Bu sorumluluk sahibi bu kurumlardan alabilecekleri bilgilere güvenmelerini, tartışma programlarını çok fazla seyretmeleri önerilir. Çünkü orada herkes her şeyi söyleyebiliyor, bu da kaygımızı arttırır ve bu tür çok fazla bilgi yükünden kurtulmaları gerektiğini söyleyebilirim. İkincisi ise; "Evet ben karantinada isem koşullar bu, ne yapabilirim?" değerlendirip bunu olumluya çevirmek. O an evde ne yapmaktan hoşlanıyorsan, kendini ne yaparak iyi hissediyorsan onu yapmayı tavsiye ederim. Bu konuda da eğer evden çıkma durumu, yani karantina dışı bir şey varsa topluma genel anlamda şunu söyleyebilirim. Hobiler ve iyi gelen etkinlikler bulmalarını kendilerine tavsiye ederim. Mesela kimi yemek yapmaktan hoşlanır, kimi ahşap boyamaktan hoşlanır, kimi örgü örmekten hoşlanır.
Bir de duygularımızı paylaşmayı öneririm. Yani kaygılarımızı, korkularımızı, endişelerimizi akrabalarla, dostlarla bir araya gelemiyorsak bile görüntülü sohbetler yapıp endişelerimizi olabildiğince azaltıp, konuşarak duygularımızı paylaşmayı tavsiye ederim. İyi uyku iyi beslenme mutlaka önemli. Kendimize iyi bakmalıyız bu süreçte, toplum olarak iyi bakmalıyız. Dengeli ve sağlıklı beslenmeye ve su içmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Hastalık sürecinde ne yapılabilir? Hastalık sürecinde bize düşen görevler var. Bir kere hasta olan kişiye iyi bir bilgi vermek, süreci anlatmak, kaygıyı azaltmak, varsa olası psikiyatri sorunları, psikolojik sorunlarını dinlemek, onu anlamaya çalışmak önemli bir şey. Bunlar tavsiye edeceğim şeylerdir....
MERSİN BÜYÜKŞEHİR’İN SOSYAL HİZMETLERİ...
Emekliler asgari ücretin altında maaş istemiyor...
Altındere 25 Yaşında...
Büyükşehir yol bakım çalışmalarını sürdürüyor...
KARİYER MERKEZİ İŞ DÜNYASINA LİDERLİK...
BAŞKAN SEÇER, KARDEŞİNİ SON YOLCULUĞUNA...
Türkiye’nin ilk kadın avukatının ismi Yenişehir’de...
BÜYÜKŞEHİR’DEN GÖREVDE YÜKSELEN MEMURLARA...
Yorumlar