Üç gün boyunca çeşitli konuşmacıların, "göç ve mültecilik alanında medyanın rolü" hakkında konuşacağı buluşmanın açılışına Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca da katıldı.SGDD ve MUDEM iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen "Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları', İzmir'de başladı. Üç gün boyunca göç ve mültecilik alanında medyanın rolü, haber üretim süreçlerindeki farkındalık, mülteci haklarına ilişkin yasal çerçeve ve doğru terminoloji kullanımı konularına değinilecek olan etkinliğe Suriye'den ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen 200 gazeteci katıldı.
Son 2 yıldır düzenlenen ve şimdiye kadar 2 bine yakın gazeteciye ulaşılan toplantılar, bu yıl Ankara ve İzmir'den sonra Van'da devam edecek. Etkinliğin ilk gününe konuşmacı olarak Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Uluslararası İş Birliği Sorumlusu Pierre-Yves Bellot, Gazeteci, belgesel ve film yapımcısı Coşkun Aral, Radyo Evi Derneği Başkanı Yusuf Erbaş, UNHCR Türkiye Dış İlişkiler Sorumlusu ve Sözcüsü Selin Ünal katıldı. Etkinlikte aynı zamanda, Suriyeli, Afgan ve Iraklı mülteci çocuklardan oluşan, 2017 yılında kurulan Mülteci Çocuk Korosu, Türkçe ve Arapça şarkılar söyledi.Açılışta konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca, SGDD'yi kutlayarak, "Çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Ülkemizde bu işi sivil toplum kuruluşları yapmazsa, başka kim yapacak? Koroda şarkı söyleyen mülteci çocuklar da cıvıl cıvıllar, hepsini kutluyorum" dedi.
'MÜLTECİLERİN TOPLUMA UYUMU KONUSUNDA BASINA BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR'
Dernekten ve projeden bahseden SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak ise, "45 ilde 73 sahada geçici koruma altındaki Suriyeliler ve sığınmacılara psikolojik destek vererek, sosyal uyum geliştirme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bugün 26 milyon insan mülteci, her gün 37 bin kişinin evinden ayrılmak zorunda kaldığı ve her 2 saniyede bir kişinin doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda. Suriyelilerin yüzde 65'ini tek başına ağırlamakta. Son yıllarda dünyada en fazla mülteci barındıran ülkemizde 3 milyon 666 bin 288 Suriyeli, 400 bin civarında sığınmacı ve mülteci bulunmakta.
Mültecilerin toplumumuza ve yerel halka olan uyumunun tesisinde basın mensuplarına büyük rol düşmektedir. Konu ile ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının basın mensuplarımızla ortak çalışma yürütmesi, ülkemizin ve sığınan kişilerin lehine olacaktır" diye konuştu.'YAKIN GELECEKTE İKLİM GÖÇÜ BAŞLAYACAK'İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok ise, herkesin potansiyel göçmen olduğuna dikkat çekerek, yakın zamanda başlaması öngörülen iklim göçüne vurgu yaptı.
Dr. Ok, şöyle konuştu:"Coğrafya kaderdir, biz o kadere vefa borcumuzu ödüyoruz. Bizim en vicdanlılarımız medyamızdır. Birçok badire atlatmamıza rağmen medyamız hep milletinin yanında olmuştur. Göçmenleri itekleyerek, onlar hakkında kötü konuşarak, göçmenler hakkında ortak bir dil oluşturmaksızın siz göçü yönetemezsiniz. Göç durmayacak. Türkiye'de sığınmacıların, göçmenlerin adı Suriyeli olmuş. Bu büyük bir haksızlık. İnsani yardım yapmaya çalışan botları durdurmadılar mı? Botları batırıyorlar şu an Akdenizliler. Bu ölüm demek, biz bu hikayeyi Aylan bebekle burnumuzun dibinde yaşadık. Suriyeli yok, göçmen yok, baba var, amca var, hala var, teyze var, Aylan bebek var.
Hikaye var, insan var. Herkes potansiyel göçmen. Hem insanlık yolculuğu anlamında, hem de kürenin önümüze getirip dayatmış olduğu kurallar bağlamında hepimiz göçmeniz. Taahhütte bulunanlar yerine getirirse, bu işler çok daha rahat olur. Neden çocuklarımızı şehit veriyoruz, harekat yapıyoruz? Halledin bu işi, bizim asker genlerimizi ortaya çıkarmayın.
İnsanlar toprağına, yerine yurduna dönsün. İnsan özelinde bakmamız gerekiyor bu işe. Göçmenin çalışması, bize katkı koyması gerekir. Bizde kimse hizmet sektöründe çalışmak istemiyor. Gürcülerin tamamına sınır yasağı koysak Karadeniz'de fındığı ve çayı toplatamayız. Herkes memur olmak, müdür olmak, şef olmak istiyor. Böyle olunca da Afgan geliyor, çobanlık yapıyor. Bizim sıkıntımız düzensiz göç ve şu an hiç konuşmadığımız yakın bir gelecekte kapımızı çalacak olan iklim göçü. Bangladeş, Myanmar, Uzak Doğu coğrafyası. Kıtlık, açlık, afet göçleri. Bunların yöneleceği yer yine daha gelişmiş, kaynakları daha zengin olan batıya doğru olacak. Batı deyince de oranın göç yolu, kavşağı olan Türkiye'dir." Kaynak: İzmir'de Medya ve Mülteciler Basın Buluşması gerçekleşti
Haber Merkezi
Yorumlar