Sedat Peker, bugün yayınladığı yazısında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez hakkında çok konuşulacak bir açıklama yaptı
Ülke güvenliği ile ilgili özel olarak yetiştirilen hemen hemen tüm birimlerimiz paralel yapı karşısında büyük zaafiyet gösterip argo tabiri ile neredeyse dükkanı kapatma yani teslim olma noktasına geldiği bir anda (adına herkes farklı bir isim koyabilir) ilahi bir yardım sayesinde kurtulduk. (Ben buna YÜCE ALLAH’ın yardımı ve 2000 senelik devlet olma geleneğimizin tecrübesi sayesinde bu büyük tehlikeden kurtulduk diyorum).
"MEHMET GÖRMEZ'İN BAŞARISI ORTADA"
Dışarıdan yapılabilecek bu tip sızmalara karşı özel olarak eğitilmiş görevlilerden oluşan tüm devlet birimlerimiz paralel yapıya az veya çok yakasını kaptırırken, çok enteresan bir olayı son günlerde basındaki gelişmelerden öğreniyoruz.
Paralel yapı en güçlü olduğu dönemlerde
Diyanet İşleri Başkanlığı’na yaptırmak istedikleri tayinlerin hiçbirini yaptıramadığı gibi
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki var olan kadrolaşmalarının da Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez vasıtasıyla engellendiğini biraz önceki satırlarımda da söylediğim gibi basındaki gelişmelerden öğreniyoruz.
(Demek ki herşey bir konuda özel olarak
eğitim almaktan ibaret değilmiş. Bir insanın doğarken sahip olduğu ve sonradan geliştirdiği yetenekleri çok daha önemliymiş. Bu gerçeği yukarıdaki satırlarımda anlatmış olduğum Sayın Mehmet Görmez’in başarısında net olarak görebiliriz).
"TARİHİ BİR BAŞARIDIR"
Sayın başkan üstün öngörünüz ve cesaretinizle paralel yapının diyaneti ele geçirmesini engellemeniz tarihi bir başarıdır (Bunu tarih kitapları mutlaka yazacaktır). Bindiğiniz makam aracınızı ise mesele haline getirip sizi layık görmeyenlerin bana sorarsanız kendi ayıplarıdır.
Aslında nezaketsizlik olmayacağını bilsem Sayın Cumhurbaşkanı’nın size layık görüp yolladığı makam aracını da isterseniz kabul etmeyin Türk-İslam davasına gönül vermiş bu ülkedeki milyonlarca genç sizi gideceğiniz, gitmek isteyeceğiniz her yere sırtında taşıyarak getirir demek isterdim.
Atatürk’ün zamanında Diyanet İşleri Başkanı protokolde 4. sıradaymış. Daha sonraları İnönü hükümeti zamanında ve sonralarında 52. sıraya gerilediğini yakın tarih kitaplarından öğrenmiştim. Bildiğim kadarıyla
AK Parti hükümeti sıralamada sizin yerinizi tekrardan yükselterek 12. veya 13. sıraya getirdi. Ancak samimiyetimle söylüyorum ki sizin gibi bir Diyanet İşleri Başkanı’nın yeri devlet protokolünde mutlaka 4. sıra olmalıdır. Öyle ya, tüm devlet kurumlarının kartondan kaleler gibi az veya çok paralel yapının eline geçtiği bir dönemde siz onlara direnmeyi ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı korumayı başardınız ya, sizin için söylenecek tek söz ‘helal olsun’ dur.
Yorumlar